Funeral Blues (I like very much)
Stop all the clocks, cut off the telephone,
Prevent the dog from barking with a juicy bone,
Silence the pianos and with muffled drum
Bring out the coffin, let the mourners come.
Let aeroplanes circle moaning overhead
Scribbling on the sky the message He is Dead.
Put crepe bows round the white necks of the public doves,
Let the traffic policemen wear black cotton gloves.
He was my North, my South, my East and West,
My working week and my Sunday rest,
My noon, my midnight, my talk, my song;
I thought that love would last forever: I was wrong.
The stars are not wanted now; put out every one,
Pack up the moon and dismantle the sun,
Pour away the ocean and sweep up the woods;
For nothing now can ever come to any good.
Prevent the dog from barking with a juicy bone,
Silence the pianos and with muffled drum
Bring out the coffin, let the mourners come.
Let aeroplanes circle moaning overhead
Scribbling on the sky the message He is Dead.
Put crepe bows round the white necks of the public doves,
Let the traffic policemen wear black cotton gloves.
He was my North, my South, my East and West,
My working week and my Sunday rest,
My noon, my midnight, my talk, my song;
I thought that love would last forever: I was wrong.
The stars are not wanted now; put out every one,
Pack up the moon and dismantle the sun,
Pour away the ocean and sweep up the woods;
For nothing now can ever come to any good.
Sarhoş olun!
Ama neyle? Şarapla, şiirle, ya da erdemle, nasıl isterseniz. Ama sarhoş olun.
Ve bazı bazı, bir sarayın basamakları, bir hendeğin yeşil otları üzerinde, odanızın donuk yalnızlığı içinde, sarhosluğunuz azalmış ya da büsbütün geçmiş bir durumda uyanırsanız, sorun, yele, dalgaya, yıldıza, kuşa, saate sorun, her kaçan şeye, inleyen, yuvarlanan, şakıyan, konuşan her şeye sorun, 'saat kaç' deyin; yel, dalga, yıldız, kuş, saat hemen verecektir karşılığını: 'Sarhoş olma saatidir. Zamanın inim inim inletilen köleleri olmamak için sarhoş olun durmamacasına! Şarapla, şiirle, ya da erdemle, nasıl isterseniz.'
Ve bazı bazı, bir sarayın basamakları, bir hendeğin yeşil otları üzerinde, odanızın donuk yalnızlığı içinde, sarhosluğunuz azalmış ya da büsbütün geçmiş bir durumda uyanırsanız, sorun, yele, dalgaya, yıldıza, kuşa, saate sorun, her kaçan şeye, inleyen, yuvarlanan, şakıyan, konuşan
Dünya leyla
Unutmuş aşk nerde
Dönüp durmuş aynı yerde
Dünya hülya
Hayaller bitince
Hayat bulmuş senle bende
Bak gece gündüz oldu yine
Zaman durdu tek kadehte
Kime ne
Yok bitmez dertler içince
Boş bahane
Vur dibine
Dünya leyla
Unutmuş aşk nerde
Dönüp durmuş hep boş yere
Dünya güya
Şişenin dibinde
Kafam bi dünya oldu senle
Dünya hülya olmuş
Gerçekleri bitince
senle bende soluk bulmuş
Unutmuş aşk nerde
Dönüp durmuş aynı yerde
Dünya hülya
Hayaller bitince
Hayat bulmuş senle bende
Bak gece gündüz oldu yine
Zaman durdu tek kadehte
Kime ne
Yok bitmez dertler içince
Boş bahane
Vur dibine
Dünya leyla
Unutmuş aşk nerde
Dönüp durmuş hep boş yere
Dünya güya
Şişenin dibinde
Kafam bi dünya oldu senle
Dünya hülya olmuş
Gerçekleri bitince
senle bende soluk bulmuş
Bak işte!
Bu bir gala gecesi
Bir yığın melek üşüşüyor etrafa
Derken, yalnızlıkların sesi
Gözyaşlarına boğulmuşlar
Gözden uzakta
Gizli gizli
Al yerini sende seyret
Tiyatroda gibi, bizi
Bir oyun bu oynanan
Ve...
Bu oyunun korku ve ümitleri
Orkestra eşliğinde
Nefesleri
Çalınan, tıpkı
Çoban sürüsü müzikleri
Yukarıda var olan
Kutsal mimikler
Oysa ki, mırıldanmalar
Homurdanmalar
Alttakiler
Kuklalar ve gölgeleri
Bir o yana, bir bu yana
Önümüzden gelip geçenleri
Oldukça da biçimsiz nesneler
Ve onların emrindeki
Bir muazzam manzara, seyredilen
Hiç durmadan, o yana ve bu yana
Yer değiştiren
Ve onların kocaman kanatları
Görünmezlik eşliğinde, görünen
Kesinlikle drama!
Her bir türden
Unutmak mı? İmkansız!
Hayaletler,gölgeler
Ve onların ardında
Onları takip edenler
Günah ve korku
Ve çılgınlıklar...
Kurulu bir düzen bu
Kalabalıklar...
Öyle büyük bir belirsizlik
Hep, geri dönüşlerle dolu
Bu hareket noktası rotasında
Ağrı ağır sürünen, emekleyen
Davetsiz
Kankırmızısı bir şey
Ve de karanlık...
biçimsiz
kıvranan, debelenen
Harikulade bir yalnızlık
Yemine doğru ilerlerken
İçi kanla doldurulmuş
Izdırap dolu keskin dişlerinde
Ve bir serap, düşleri
Hayalet gölgeler eşliğinde
öndürün;
Söndürün ışıkların hepsini...!
Bir cenaze örtüsü gibi, perde
İç ürpertici
Kükreyen bir fırtına, kasırga gibi
Melekler, hepsi solgun ve bitkin
Ayaklanma,isyan,teyit
Bir trajedi oynanırken
Oyunun adı '''İNSAN '''
Ve işte oyunun kahramanı
Galip ''' SOLUCAN '''
Bu bir gala gecesi
Bir yığın melek üşüşüyor etrafa
Derken, yalnızlıkların sesi
Gözyaşlarına boğulmuşlar
Gözden uzakta
Gizli gizli
Al yerini sende seyret
Tiyatroda gibi, bizi
Bir oyun bu oynanan
Ve...
Bu oyunun korku ve ümitleri
Orkestra eşliğinde
Nefesleri
Çalınan, tıpkı
Çoban sürüsü müzikleri
Yukarıda var olan
Kutsal mimikler
Oysa ki, mırıldanmalar
Homurdanmalar
Alttakiler
Kuklalar ve gölgeleri
Bir o yana, bir bu yana
Önümüzden gelip geçenleri
Oldukça da biçimsiz nesneler
Ve onların emrindeki
Bir muazzam manzara, seyredilen
Hiç durmadan, o yana ve bu yana
Yer değiştiren
Ve onların kocaman kanatları
Görünmezlik eşliğinde, görünen
Kesinlikle drama!
Her bir türden
Unutmak mı? İmkansız!
Hayaletler,gölgeler
Ve onların ardında
Onları takip edenler
Günah ve korku
Ve çılgınlıklar...
Kurulu bir düzen bu
Kalabalıklar...
Öyle büyük bir belirsizlik
Hep, geri dönüşlerle dolu
Bu hareket noktası rotasında
Ağrı ağır sürünen, emekleyen
Davetsiz
Kankırmızısı bir şey
Ve de karanlık...
biçimsiz
kıvranan, debelenen
Harikulade bir yalnızlık
Yemine doğru ilerlerken
İçi kanla doldurulmuş
Izdırap dolu keskin dişlerinde
Ve bir serap, düşleri
Hayalet gölgeler eşliğinde
öndürün;
Söndürün ışıkların hepsini...!
Bir cenaze örtüsü gibi, perde
İç ürpertici
Kükreyen bir fırtına, kasırga gibi
Melekler, hepsi solgun ve bitkin
Ayaklanma,isyan,teyit
Bir trajedi oynanırken
Oyunun adı '''İNSAN '''
Ve işte oyunun kahramanı
Galip ''' SOLUCAN '''
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)